top of page

ANI DEFTERİ

Başar Manisalı

1985 mezunu

YIL 1984. İzmir Atatürk Lisesi'nin bando takımını kurma görevini söke söke müdür beyden aldım. Tabii ki dersi ekmek için değil, yalnız okulumuza yaraşır bir takım kurma özlemi... Süper bir çalışma, harika bir uyum... O dönemde en iyi bando takımları Maltepe Askeri Lisesi'nin ve İzmir Türk Koleji'nin takımlarıydı. Çok daha iyi olacağımıza eminiz. 29 Ekim günü fırlamalık yapacaktık. Sabah 07:00'da okulda buluştuk. Tören saat 10:00'daydı. 07:15'te Vasıf Çınar Bulvarı'na çıktık ve başladık çalmaya. İstihkamet 1. kordon... Bulvardakiler ihtilal oldu sanarak hepsi camlara çıktı. Gözlerimizden yaşlar dökülüyordu gülmekten. Bir baktık ki arkamızdan beyaz - mavi çizgili pijamalarıyla yatılı müdür muavini sinirlenmiş bir şekilde geri dönmemizi söylüyor. İstemeye istemeye el mecbur döndük. Okula girdikten sonra tören meydanında özel bir okkalı dayak yedik. Bütün parmaklarımız şişmişti. O kadar şişmişti ki bagetleri tutamıyorduk. Tören alanına felaket bir durumda gittik. Tören bir şekilde bitti ama bu anımız hiç bir zaman unutulmadı.

 

İYİKİ ATATÜRK LİSELİYİZ…

Samet Türkoğlu

2001 Mezunu

İAL tarihinin en güzel anılarındandır biridir bu. O yıllar ÖSS'ye hazırlanıyoruz ve herkeste bir garip haller mevcut. Saçları kazıtmak moda olmuştu bir ara okulda. Engin okula traş makinesi getirmişti. Makinayı aldım, Ali (Altınkanat) de o aralar saçları kazıtacak, dedim Ali'ye söyleyin gelsin keserim saçları... Ali geldi... Yalandan nazlanmalar filan... Yaa arkadaşlar yapmayın filan diyor... Boş sınıfın birine soktuk Ali'yi... Üzerini çıkardı saç olmasın diye.. Makinayla yandan bir daldım... Saçlar uzun olduğu için makinanın bıçakları kırıldı... Ama yanlar tren yolu gibi açıldı tabi... Baktık olacak gibi değil... Dedim Ali kulakları tut kaynamasın araya... Kafayıda uzattı önüne çöpe... Başladım Ali'nin saçları makasla kırpmaya... O arada birinden Akın Hoca (Yılmazkor, Allah rahmet eylesin) geliyor diye bir ses geldi... Baktım herkes kaçtı.. Bende hemen camdan atlayıp kapıdan binaya geri girdim... Akın Hoca'nın arkasından yürümeye başladım.. (Yani benim birşeyden haberim yok, bakın sizinle birlikte giriyorum bende diye...) Rahmetli Akın Hoca döndü bana Samet ne oluyor orada diyor, bende hocam bilmiyorum ki bi kalabalık var ama.. diye cevap veriyorum.. Derken sınıfın önüne kadar geldik... Sınıfın ortasında Ali üstü çıplak, kafasını çöpe eğmiş, iki eliyle kulaklarını tutuyor halde bana Akın Hoca'dan habersiz... Hadi kardeş derse yetişemeyecem der halde bekliyor... Sonra Akın Hoca'yı görünce ki hali şu an gözlerimin önüne gelince dahi kendimi gülmekten alamıyorum... Tabi saçların her yanında makas izleri... Saçlar çok fena durumda... Ne yapıyorsun lan sen burada... diyor.. ama tabi Ali'nin saçlarının durumundan haberi yok.. Herşey yolunda saçları traş oluyor sanıyordu garibim.. Ali sonra Akın Hoca'nın odasına gitti. O odada neler oldu kimse tam olarak bilmiyor. Daha sonra Ali'nin kendi anlatımından bildiğimiz kadarı ile Ali için berber parası toplanıyor. Talihsiz Ali saçlarını okulun arkasındaki en yakın bayan kuaförüne giderek kazıtmak zorunda kalıyor. Kafasını kazıtmasına rağmen traş makinesinin izleri kafasında uzun bir süre kalmıştı.. :)

Dursun Gürsoy

1979 mezunu

Matematik dersindeydik. Öğretmenimiz Mustafa KIRANT çok önemli bir konu işliyordu. Çok ciddiydik derslerinde. Pür dikkat dersi dinlerken birden bire büyük bir sarsıntı oldu. Deprem olabileceği aklımızdan geçmez iken resmen deprem oluyordu. Hepimizi bir korku ve heyecan almıştı. Ne yapacağımızı bilmez haldeyken öğretmenimizin sakinleştirici tavrı ve en son kendisinin sınıfı terk etmesi hala gözümün önündedir. Şu anda kendisi ile akşamları İnternette (BBO platformu üzerinde, takma ismi "izal" ki lisemizin adını çağrıştırıyor.) briç oyuyoruz ve bu anıyı kendisinede anlattım. Dün gibi hatırladı. Allah sağlıklı ve uzun ömürler versin hocamıza.

Please reload

Mesajınız başarıyla gönderilmiştir.

bottom of page